Eğitim seviyesi yüksek ve kalite olan bir ülke hiçbir şekilde geri kalmış bir ülke olamaz. Eğitim genel olarak çocuklara verilir. Çocuklar ise bir ülkenin geleceğidir eğer çocuklar kaliteli ve seviyesi yüksek bir eğitim aldıysa aynı şeyi o ülke için de söylenebilir.
Eğitim yukarıda anlatılanın tam tersi ise o ülke için karanlık geleceklerin gelmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Günümüz dünyasında en iyi eğitim veren bölge Avrupa’dır ve dünyada Avrupa ülkelerine inanılmaz bir gidiş vardır.
Bir çocuk ve ya ülkelere göre yetişkinlik yaşına gelmiş bir birey iyi bir eğitim alırsa gelecek zamanda kazanacağı para da o kadar fazla olması imkânsız bir şey değildir.
Eğitim Konusunda Tüm Dünya Finlandiya’yı Örnek Almaktadır
Finlandiya tam iki kere işgale uğramış ve bu işgaller ülkeye ağır darbeler vurmuştur. Finlandiya ülkesinde çocuklar okullarına gitmek için neredeyse can atıyorlar.
Bunun sebeplerden biri de okullarındaki öğrencilerin hiç birine ödev verilmemektedir. Bunun sebebi ise çocuk okulu saati bittikten sonra dünyayı tanıması ve kitap okuması için vakit verilmesidir. Bu verilen vakit sayesinde çocuklar hem kitap okuyup yeni bilgiler edinebiliyor hem de dünyadaki bazı olayları takip edip gelecekleri için planlar yapabiliyorlar.
Finlandiya okullarında sınav denilen bir olay yoktur çünkü Finlandiya’nın inandığı şey, çocukların bildikleri sınav ile karşılaştırılamaz. Sınav sadece bir öğrencinin dersi zorunluluk olarak düşünmesine yarıyormuş. Diğer ülkelere ters ama Finlandiya için gayet normal olan bir şey daha var, okullarında öğretmenler ve öğrencilerden başka kimse yoktur. Bu sayede öğretmenler ve öğrenciler okulların tüm işlerini hallediyorlar. Bu sistemin getirilmesi ise çocukları sorumluluk sahibi etmekten geçiyor.
Eğitimi Düzeltmek İçin Önce Toplumdaki Ön Yargıları Yıkmak Lazım
Bir toplumda neredeyse her konuda bir ön yargı var ise bu öğrencilere de yansıyacaktır. Çünkü eğitim ilk olarak ailede başlamaktadır, çocuklar belli bir döneme kadar ailesinin öğrettikleri doğrular ile yaşamaktadır ve aile çocuğuna açık görüşlülüğü değil de sabit fikirliliği öğretirse o çocuğa verilen hiç bir eğitim çok fazla bir işe yaraması düşünülemez. Eğitim ilk olarak toplumda başlamalıdır.